Anasayfa > Selefilik > Selefiler Tehlikeli Mi?

Selefiler Tehlikeli Mi?

Selefiler Tehlikeli Mi?

Selefilik veyahut bu inanca sahip selefiler tehlikeli mi? Sorusu son zamanlarda selefiliğin toplumda karşılık bulmasıyla beraber sıkça sorulan ve önemli bir soru haline gelmiştir. Bizler selefiler olarak inşallah ‘selefiler tehlikeli mi?’ sorusuna cevap vermeye çalışacağız.

Öncelikle bir şeyin tehlikeli olup olmadığını tespit edebilmek için o şeyin sadece ismini bilmek yetmez, onun müsemmasını, hakikatlerini, gereklerini ve muhteviyatını iyi bilmek gerekir ki biz evet bu tehlikeli bir hareket veyahut madde diyelim. Sadece isimden dolayı ne bir kimyevi madde ne de bir inanç sistemi tehlikeli veyahut faydalı demek mümkün değildir ki böyle bir şey hem iddia sahibi için hem de o ismin müntesipleri içinde zulüm olur. Olmayan bir şeyden medh ve olmayan bir şeyden dolayı zemmetmek Allah katında kişiyi zor duruma sokacak bir ahlaktır.

Selefilik Nedir?

Selefilik ilk dini yaşantıda Kuran, Sünnet ve hayırlı ilk üç asır olan sahabenin yoluna uyan kimselere verilen addır. Selefilik isminin müsemmasını başka bir şekilde doldurmaya çalışmak da selefilik ismine ve selefilere yapılan en büyük hakaret, aldatmaca ve karalamadır.

Bazı kimseler de selefilik kavramının içini bilerek terör örgütleriyle, aşırıcı tekfir zihniyeti ile dolduruyor dolayısıyla da selefilerin milli güvenlik meselesi konumuna çıkarmaya çalışmaktadır.

Selefilik için daha ayrıntılı bilgi için ‘Selefilik Nedir?’ başlıklı makalelerimize başvurabilirsiniz.

Oysa ki yukarıda ki mezkûr makalelerde ayrıntılı olarak yer verdik… Selefilerin kendi vatanlarını, devletlerini, toplumunu en çok düşünen kişiler olduğu kendi akidelerinin bir gereğidir. Bizler devletimizin, uluslararası arena da her alanda daha güçlü bir konuma gelmesi için dua eder ve bazı tavsiyelerde bulunuruz. Bu tavsiyelerin en önemlisi ibadetin yalnızca Allah’a yapılması, doğru bir inanca sahip olmaktır. Şayet bu yerine getirilirse işte o zaman yer yüzünün hakimiyeti devletimizin eline geçecektir. Selefiler, bazı kişilerin dediği gibi sadece muhalefet etmek için muhalif olan kişiler değildir. Bilakis selefiler devletimizin ve toplumumuzun selameti için hiçbir teşekkür beklemeden çalışan kişilerdir.

Selefiler Kime Göre Tehlikeli

Selefiliğin tarifinden sonra selefiler kimler açısından tehlikelidir? Sorusu da cevabı önemli olan bir sorudur.

Selefilik, dini tekeli altına almış, insanları kendilerine köle haline getirmiş, onların mallarını yiyen, alim kisvesine bürünmüş din tüccarları için büyük tehlike arz etmektedir. Bundan dolayı da selefiliğe en çok iftira atan, en çok devletimize jurnalleyen kişilerin bu kişiler olduğunu görmekteyiz.

‫وَانْطَلَقَ الْمَلَاُ مِنْهُمْ اَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا عَلٰٓى اٰلِهَتِكُمْۚ اِنَّ هٰذَا لَشَيْءٌ يُرَادُۚ مَا سَمِعْنَا بِهٰذَا فِي الْمِلَّةِ الْاٰخِرَةِۚ اِنْ هٰذَٓا اِلَّا اخْتِلَاقٌۚ‫

İleri gelenler harekete geçti ve: “Yürüyün, ilahlarınıza sahip çıkın (onlara bağlılıkta direnç gösterin). Şüphesiz ki bu, (sizden) istenen bir şeydir.” (Dediler.) “Biz bunu başka bir dinde işitmedik. O (tevhid) yalnızca bir uydurmadır.” (Sad 6,7)

Geçmişte de hak ehli devamlı, dalalet ehli tarafından tehlikeli görülmüştür. Bunun sebebi hakkın yanlış olması değil, batılın hakkı sevmemesinden kaynaklı bir sorundur.

Bakınız Fatih Altaylının konuğu olan Cübbeli Ahmet lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü tekfirciler ile selefileri karıştırarak şöyle diyor:

‘’Adam çocuğunu yetiştiriyor beni gösteriyor, tarikat ehlini gösteriyor bunlar müşrik, katli vaciptir diyor. Tehlike Türk selefilerde… Arap burada radikallik yapamıyor. Türk radikallik yapıyor. Arap takiyye yapıyor. Bunlar Allah gökte der, iniyor çıkıyor der, eli, yüzü var vs. deyip önce akideyi bozarlar. Evliyayı aracı kılmak şirk, şefaat şirk diyorlar. Bu ne demek? Bu adam ister sakallı olsun, ister diyanet personeli olsun fark etmiyor müşriktir, gavurdur. Bu adam müşrik gözüyle bakacaksın. Hatta bu Yahudi’den daha kötüdür diyorlar. Çünkü Yahudi’nin kestiği yenilir, bunun (müşriğin) kestiği yenilmez. Bu dinsizidir diyor.

Bunu Türk selefiliği internetlerde, dergilerinde Türk askeri müşriktir diyorlar, ama işid gibi yerde ki ölenlere şehit diyorlar. Askere gidilmez diyor. Oy veren müşrik diyor.

Şimdi bazıları takiyye yaparak fikir değiştirdi, biz camiye gidiyoruz cemaatle namaz kılıyoruz, bunlar camide namaz sonra iade ediyorlar.

Türkiye’ye darul harp diyorlar. Türkiye darul harp deyince faiz helal oluyor, kimisi zina helal diyor, bunun mefsedetinin sonu yok.

Kabe’nin imamları Mahmut Efendi anlatırdı Amerika’da zina helaldir, darul harpte zina helaldir diyorlar.

Burada senin karını kızını kafir olarak görüyor türbeye gittiği için. Babanızı öldüre bilirsiniz diyorlar…’’

Bakınız toplumda alim olarak bilinen bir şahsiyet ancak sözleri baştan yalan, muğalata ve iftirayı nasıl kolayca yapabildiğini görüyoruz.

Müfteri Cübbeli Ahmet bu ve daha başka konuşmalarında devamlı olarak tekfirciler ile selefileri bir gösterme çabası içinde olduğunu görüyoruz.

Kendisi ya bunu bilerek yapıyor ya da harici zihniyet ile selefiliği ayırt edecek bir ilme sahip değildir. Eğer bilerek yapıyorsa ki Allah bunu en iyi bilendir hem kendi günahı hem de iftira attığı kişilerin günahını kıyamet günün de yüklenecektir. Eğer bilmeden yapıyorsa o zaman kendisi cahil olduğu konu hakkında neden konuşuyor?

Cübbeli’yi örnek vermemizin sebebi selefiliği bu toplum için tehlike olarak görenlerin bir örneği ve metotlarını daha iyi anlatabilmek içindir.

Selefiliği tehlike olarak görenlerin yaygın olarak yaptıkları şeylerden en önemlisi budur. Yani selefilik ile tekfirciliği karıştırmak.

Peki selefiler gerçekten böyle mi diyor?  Yani şu şirk, yapan kişi müşrik ve katli vaciptir.

Selefiler bir amelin hükmünün şirk olduğunu söyler ancak o amelin failini direk müşrik olarak isimlendirmez. Çünkü bu ameli işleyen kişinin cehaletinden dolayı işlemiş olabileceğini düşünür.

Selefiler Tehlikeli Mi? Selefiliği tehlike olarak görenlerin yaygın olarak yaptıkları şey selefilik ile tekfirciliği karıştırmak.

İbnu Teymiyye (r.h):

“Meselenin aslı şu şekildedir: Kitap, sünnet ve icmâ ile küfür olduğu sabit olan bir söz için “Bu mutlak küfürdür” denir. Şer’i deliller bunu göstermektedir. İman; Allah ve Rasulu (a.s.v)’den öğrenilen hükümlerdendir. İnsanların zan ve hevalarına göre karar verecekleri bir konu değildir. Hakkında tekfirin şartları sabit olmadıkça ve engelleri ortadan kalkmadıkça, bu tür sözleri söyleyen her kişi hakkında kafir hükmü verilmez. İslam’a yeni girmiş olması veya ilimden uzak bir yerde yetişmiş olması sebebiyle içkinin veya faizin helal olduğunu söyleyen kişi bu kabildendir.1

Bakınız Selefilerin kendisinden çokça istifade ettiği, büyük alim İbnu Teymiyye (r.h) bir şeyin hükmü küfür olabilir ancak sahibini hemen kafir yapmaz bu. Çünkü cehaleti mazeret olabilir. Bundan dolayı şöyle bir kaide zikreder selefiler ‘’ Mutlak Tekfir Muayyen Tekfiri Gerektirmez!’’.

Ancak harici zihniyette ise böyle bir şey söz konusu değildir.

İşte selefiler ile hariciler arasındaki fark… Cübbeli Ahmet’in hüsnü zanla cehaletten karıştırdığı durum bu tekfir meselesidir.

Evet tekfir hastalığına bulaşmış birisi ve zihniyeti tehlikelidir. Müslümanın malını, canını, namusunu helal görmektedirler. Ancak bu kişiler selefi menhece sahip kimseler değil, harici zihniyete sahip kimselerdir.

Yine tekfirci zihniyetin meziyetlerini saymaya devam etmiş Cübbeli ‘Türkiye’ye darul harp diyorlar, askere gidene müşrik diyorlar, camiye gitmezler’ vs tüm bunlar Türkiye’de ki harici zihniyetin sahip olduğu düşüncelerdir.  Hatta bazı Hanefiler dahi Türkiye’yi darul harp olarak görmektir. Hatta Cübbelinin, tekfirciler ile ortak bir yanı da okula çocuklarını göndermemeleridir. Şimdi Cübbeli kendi kaidesine göre tehlikeli mi olmuş oluyor?

Müfteri Cübbelinin iftiralarını alıştığımız için artık garipsemiyoruz ‘Kabe imamları darul harpte zina serbesttir’ diye fetva verdiğini söylüyor. Ya bu iddiasını ispat eder ya da iman etmiş olduğu şeriata göre iddiasını ispat edemediğinden dolayı seksen değnek cezası verilir. Bu dünyada cezasını almayan müfteri ahirette müflislerden olmaya mahkûm olur.

Cübbeli kendisi için tehlike arz eden bir konuyu devlet için, toplum için tehlikeli göstermeye çalışmaktadır. Çünkü kendisi din tüccarlığı yapmaktadır.

Geçmiş nebiler ve Resullerde bazı kimseler tarafından tehlikeli görülmüştü. Mesela Mekkeli Müşrikler, Muhammed (a.s.v)’ı ilahları için tehlikeli görmüştü, bundan dolayı O’na karşı bir mücadele içine girdiler. Yine Firavun, Musa (a.s)’ı kendisi için bir tehlike görmüştü. Oysa ki Muhammed (a.s.v) ve Musa (a.s.) onlar için birer rahmet idi. Ancak şeytan, bu rahmetle yollanılmış kişileri tehlikeli kişiler olarak milli güvenlik sorunu olarak gösterdi ve onları vahiyden uzaklaştırdı.

Şeytan geçmişteki oyununa aynı şekilde de devam edip içi dışı toplum için, devlet için, ekonomi için yani hayatın her alanı için rahmet olan bu menhec üzerinden alıkoymak için tekfir zihniyeti ile karıştırıp bir tehlikeymiş gibi göstermeye çalışmaktadır. Zerre imanı olan, insaf sahibi kişilere yapacağımız nasihat selefiliği, selefilere düşman olmuş kişilerden öğrenmemeleri, tekfirci zihniyet ile karıştırmamalarıdır. Aksi durumda pak, temiz, emniyetli bir yolu karanlık ve tehlikeli bir yol olarak görmemiz mümkün olur.

  1. “Mecmuu’l-Fetâvâ”, 35/101 ↩︎

Soru Bölümü