Bu Gün Güldüren Çocuklarımız Yarın Ağlatmasın Bizleri
Bu Gün Güldüren Çocuklarımız Yarın Ağlatmasın Bizleri
“Bugünün çocukları yarının büyükleri” denilir bil ittfak. Evet öyledir. Çocuklar, bizlerin gelecekleridir. İster hak olsun ister batıl, her davanın geleceği çocukların üzerine bina edilir. Islah ehli de ifsad ehli de yarının büyükleri olacak olan bugünün çocuklarını eğitirler veya ifsad ederler.
Geleceğimize kast eden müfsidlerin gayreti karşısında eğitimcilerin çalışmaları ne yazık ki çok cılızdır Türkiye’de. Muhafazakar olduğunu düşündüğümüz ana babaların bile çocuklarını eğitme konusunda çok gayretsiz olduklarını müşahede ediyoruz hep beraber.
Ben bu yazımda eğitim-ifsad meselesini derinlemesine anlatmayı murad etmedim. Benim bu sözlerimi kalem almamın asıl nedeni çocuk eğitimi hakkında önemli gördüğüm bir meseleyi yüzeysel olarak ifade etmektir.
Bugünün şirin ve şirineleri olan çocuklar her ne yapsalar hoşumuza gidiyor. Gülmeleri, konuşmaları, emeklemeleri, yürümeleri hatta kızmaları, anne babalarıyla münakaşaları, çekişmeleri, cevap verme yarışına girmeleri ve dahası…
Evet onlar çocuklar. Her şeyleri güzel geliyor bize. Bıktırmıyor, güldürüyor.
Amma çocuklarımız büyüyor. Hem de büyüdükçe tavırlarındaki şirinlikler gitmeye başlıyor. Artık kızmaları, dil uzatmaları, karşılık vermeleri tebessüme değil gazabımıza sebep oluyor…
Özenle seçtiğimiz “Çocukların ıslahı değil eğitimi” kavramı, işte burada devreye giriyor. Fıtratları selim olarak bize teslim edilen çocuklar şayet hoşlanmadığımız tavırlar sergilemeye, yaşları büyüdükçe ebeveynlere muhalefet etmeye başlıyorlarsa bir yerlerde yapılan hatalar var.
Özenle ifade etmeliyim ki duygusallık eğitimin önüne geçmemeli. Hele çocuk eğitiminde asla! Onlara olan şefkatimiz, hatalarını örtbas etmeye sevk etmemeli bizleri. Yaş iken eğemediğimiz ağacın dalları yarın kalınlaşmış gövdeler olarak dikiliveriyor karşımıza. Eğseniz eğilmiyor, kesseniz kesilmiyor!
Bakınız Rasulullah (s.a.v) daima annelerin şefkatinden bahseder. Hatta Allah’ın merhametinin azameti bir annenin merhamet duygusu üzerinden mukayese edilir. Ancak unutmayınız! Merhameti gazabını gecen Rabbimiz kullarını terbiye ederken onları cehennem ile tehdit etmiştir. Hatta kullarına, duyguları eğitimin önüne geçmesin diye bakın ne buyurmuştur.
الزَّانِيَةُ وَالزَّانِي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا مِئَةَ جَلْدَةٍ وَلَا تَأْخُذْكُم بِهِمَا رَأْفَةٌ فِي دِينِ اللَّهِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَلْيَشْهَدْ عَذَابَهُمَا طَائِفَةٌ مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ
“Zina yapan kadın ve zina yapan erkeğin her birine yüzer sopa vurun. Allah’a ve Ahiret Günü’ne inanıyorsanız, onlara karşı duyduğunuz acıma duygusu sizi Allah’ın bu yasasını uygulamaktan alıkoymasın. Mü’minlerden bir grup da buna tanık olsunlar.” (Nur 2)
Rahmeti gazabını gecen Allah, alemlere rahmet olarak gönderdiği Rasul’une bunu emrediyor. Hata edeni cezalandırırken sakın acıma tutmasın buyuruyor. Hatta bu cezaya birileri de şahit olsun ki başkaları da bu hatalara meyletmesin. Bu ayeti kerime ferdlerin ve toplumların ıslahında idarecilerin duyguları ile hareket etmemeleri gerektiğini haber veren sarih bir ifade içermektedir.
Demem o ki Sevgili anne babalar. Çocuklardan sadır olan ve bizi bu gün güldüren huyları şayet yarın bizi kızdıracaksa ne olur önlem alalım! İleride kendileri ile anlaşılması zor, arkadaşlık edilmesi zor olan bir çocuk yetiştirmemek için bugünden önlemler alalım.
Bu Gün Güldüren Çocuklarımız Yarın Ağlatmasın Bizleri cihanelmass.blogspot.com dan alınmıştır.